Fransa’da giderek büyüyen “Sarı Yelekliler” hareketi ile ilgili Fransız anarşist örgüt CGA (Anarşist Gruplar Koordinasyonu – Coordination des Groupes Anarchistes) tarafından yazılan değerlendirme metni.
Senelerden beri, Martinik, Guadeloupe ve Réunion’da olduğu gibi Metropol’de de hayat pahalılığına karşı ve zamlara karşı verilen mücadeleler, sık sık medyanın gözünden uzakta çoğalıyor. Ücretler için iş mücadeleleri, güvencesi olmadan taşeron çalışanların ve işsizlerin mücadeleleri gelişiyor, çünkü geçimini sağlamak gittikçe daha da zorlaşıyor.
Akaryakıt zammına karşı ortaya çıkan hareket, daha geniş bir hareketin ateşleyicisi oldu: Sarı Yelekler hareketi. Bu, özellikle kırsal bölgelerde, bilhassa o zamana kadar fabrikalardaki mücadelelerden uzak duran işçi kesimini harekete geçirdi. Akaryakıt zammı, gerçekten yaşam koşullarını daha da tahammül edilemez bir hale getirdi. Bununla birlikte, bu hareketin başlangıcından itibaren haklı toplumsal talepler, işçilerin çıkarlarından çok uzak taleplerle, özellikle burjuvazi ve gerici kesimlerin taşıdığı taleplerle birleşmiştir: gerçekte brüt ücretin ve sosyal güvenliğin kaldırılması anlamına gelen “işverenin katkı payının düşürülmesi” talebi, ayrıca işsizlere karşı bir saldırı anlamına gelen “yardımların sona ermesi” talebi.
Taleplerin, esasen belirsiz ve sınıflar arası karakteri, bazı yerlerde dramatik sonuçlarla birlikte (agresyon, şirkette yabancı karşıtı engellemeler, polise teslim edilen göçmenler) faşistlerin ırkçı, yabancı karşıtı ve antisemit zehirlerini yaymalarına yol açıyor. Sendika karşıtı tartışmalar da, esasen hareket için önemli bir destek getiren (bu son yıllarda toplumsal hareketin hiç görmediği gibi), vatansever taleplerin medyada ağır basmasını destekliyor.
Bununla birlikte, mücadele biçiminin, hareketin işçi bileşenleri tarafından desteklenen ekonomik blokaja evrilmesi, sendikal federasyonlar tarafından desteklenen grevin gelişmesi, hareketin ortasındaki sınıfların uyuşmazlığını vurguladı. Mücadelede iki hat var: biri, işçinin öfkesini, ırkçı ve yabancı karşıtı tartışmalara, vatansever taleplere saptırma eğiliminde olan faşistler ve gericiler tarafından desteklenen hat. Diğeri ise, ücret, emeklilik ve hayat pahalılığı sorularını soran hat.
Sendikal hareket, yılların mücadelelerinin biriktirdiği deneyimle, aynı zamanda hayat pahalılığına karşı ayaklanmanın meşru olduğunun altını çizmekte haklıydı, ama bu, faşistlere açık kapı bırakan ve baskıların bedelini işçilerin ödediği bir hareketi patronların kendi lehine çevirdiği karmaşık temelde olmak zorunda değildi. Durum gün be gün evriliyor, ve şimdi temel olan şu ki, örgütlü işçi hareketi, sendikal hareket, mücadele içinde kolektif, görünür ve örgütlü bir şekilde şunlar için geri dönüyor: ilki, toplumsal talepleri savunan ve hareketlerin içine sızan faşistleri reddeden sarı yeleklilerin işçi kesimi ile kendi temellerinde birleşmek ve ikincisi; böylece bulundukları yerde, hareketi ırkçı, antisemitik, gerici hedeflere yöneltmeye eğilimli olan, sarı yeleklerin gerici ve faşist kesimleriyle savaşmak.
Sendikal hareketin mücadelesi şunu doğruluyor; kırmızı ve mor yeleklerle beraber verilen sınıf temelli mücadele, yalnızca hayat pahalılığına ve hakların kazanımına yönelik mücadele vermiyor, fakat aynı zamanda bu faşist ve vatansever akımları marjinalleştirmeyi de gözetiyor.
Sağlam ve kolektif temellerde, hayat pahalılığına karşı mücadeleyi geliştirelim, işimizin meyvelerini sermayeden söküp alalım!
Orjinal Metin: Petite analyse au moment T. sur le mouvement actuel des gilets jaunes
Çeviri: Yağmur Melis Şimşek
Bir yanıt yazın