IWW İstanbul Minneapolis’te George Floyd’un polis tarafından boğularak öldürülmesinin ardından ABD’yi saran isyanla ve ABD başkanı Donald Trump’ın hedef gösterdiği Antifa gruplarla dayanışma mesajı yayınladı. “Dünya Endüstri İşçileri İstanbul olarak tereddütsüz ABD polisinin ırkçı cinayetlerine ve faşist Trump iktidarına karşı anti faşistlerin, George Floyd’a adalet talebiyle sokaklara çıkan on binlerin tarafındayız. Yalnızca onlarla dayanışma içinde değiliz, her gün polis şiddeti haberlerinin geldiği bir coğrafyada yaşayan emekçiler olarak mücadelemizin aynı olduğunun farkındayız.” ifadeleri kullanılan bildiri “Bizler burada yaşayan George Floydlarız ve bizler burada yaşayan Antifalarız!” denildi.
Bildirinin tamamı şöyle:
“Biz George Floyd’uz, biz Antifa’yız!
ABD’de George Floyd’un polis tarafından öldürülmesi sonrası patlak veren isyan dalgası son yıllarda dünyanın pek çok yerinde ortaya çıkan ve Covid-19 salgını ile birlikte ara verilen toplumsal hareketlerin daha da büyüyerek devam edeceğini gösterdi. Sadece ABD’de değil Lübnan’da, Brezilya’da, Fransa’da ve dünyanın daha pek çok yerinde giderek yoksullaşan, devlet şiddeti ile yaşamları daha da çekilmez hale gelen emekçiler yeniden sokakları dolduruyorlar.
On binlerce insan koronavirüs salgınına rağmen yeniden sokakları dolduruyor. Patronların kârının düşmemesi ve düzenin çarklarının dönmeye devam etmesi için salgının en yakıcı olduğu dönemde çalışmak zorunda bırakıldıkları için “evde kalamayanlar” bugün kendi yaşamları için evde kalmıyor, sokağa çıkıyor. Dünyanın her yerinde salgın koşullarında hastalık ve açlıkla karşı karşıya bırakılan, önlem adı altında polis terörüne maruz kalan milyonlarca emekçinin öfkesi açığa çıkıyor. Ve anlaşılan bu daha başlangıç.
Egemen sınıfın, diğer tüm toplumsal kalkışmalarda olduğu gibi bu isyan karşısında da yoğun şiddete, yalana ve karşıt propagandaya başvurması şaşırtıcı değil elbette. Bir yandan sokağa çıkma yasakları ve ulusal muhafızlar devreye sokularak sokak hareketi bastırılmaya çalışılırken, Trump egemen sınıfın yalan ve karalama kampanyasının, şovmeni görevini başarıyla yerine getiriyor.
Trump’ın Twitter’da yaptığı “Amerika Birleşik Devletleri Antifa’yı Terör Örgütü ilan edecek.” şeklindeki paylaşımı böylesi koşullarda her şeyin ne kadar berraklaştığını gösteriyor. Trump’ın ABD egemen sınıfı adına Antifa’yı düşman ilan etmesi kendi durduğu faşizan pozisyonu teyit etmekten başka bir anlam taşımıyor. Ve buna karşı, çok kısa sürede dünyanın dört bir yanında binlerce kişi “Biz Antifayız!” dedi.
Biz de Dünya Endüstri İşçileri İstanbul olarak tereddütsüz ABD polisinin ırkçı cinayetlerine ve faşist Trump iktidarına karşı anti faşistlerin, George Floyd’a adalet talebiyle sokaklara çıkan on binlerin tarafındayız. Yalnızca onlarla dayanışma içinde değiliz, her gün polis şiddeti haberlerinin geldiği bir coğrafyada yaşayan emekçiler olarak mücadelemizin aynı olduğunun farkındayız. ABD’de, Japonya’da, Almanya’da, Türkiye’de veya dünyanın başka pek çok yerinde devletler farklı ama şiddet çok benzerdi. Devlet şiddetine aşina bir coğrafyada yaşıyor ve mücadele ediyoruz. Koronavirüs salgını sürecinde de devlet şiddetinin sınır tanımazlığını bir kez daha gördük.
Biz burada ABD’de başlayan isyan dalgasıyla nefes alabildik. Bu nedenle devam eden mücadeleyi bizim mücadelemiz olarak görüyor ve sokakta başlayan isyanın bastırılamayacağı yere, işyerlerine, fabrikalara, madenlere, ofislere, yani endüstrinin tam kalbine taşınması gerektiğini düşünüyoruz.
Bizler burada yaşayan George Floydlarız ve bizler burada yaşayan Antifalarız!
Dünya Endüstri İşçileri / IWW İstanbul”
Bir yanıt yazın