ABD’de kamplarda tutulan mülteciler açlık grevine başladı

kategori:

ABD’nin Kaliforniya Bakersfield’deki Göç ve Gümrük Muhafaza’da (ICE) tutulan mülteciler, sağlıksız ve güvensiz koşulların düzeltilmesi talebiyle açlık grevine başladı.

Grevcileri, Bangladeş, Kamerun, Meksika, Gana, Haiti, Jamaika, Etiyopya ve Brezilya’dan gelenlerin yoğunlukta olduğu merkezde, insanlık dışı koşulların olduğu ve taze yiyecek eksikliği yaşandığı dile getiriliyor. 

San Quentin’deki ICE’da da göçmenler benzer nedenlerle açlık grevi yapıyor. 

Left Voice adlı sitede yer alan Elias Khoury’ın yazısınaki bilgiye göre pandemi döneminde gözaltı merkezlerinde 30’dan fazla açlık grevi eylemi gerçekleşti. Yaklaşık 2 bin 400 göçmen, son bir kaç ay açlık grevine katıldı. 

ICE tarafından Haziran ayında yapılan bir açıklamada, açlık grevi yapan göçmenler suçlanmış, “yemek menüsünün tekrarlayan döngüsü proteste ediliyor. Daha çok avukatlar ve aktivistler gibi dış güçler tarafından açlık grevine gitmeye zorlandıkları” ileri sürülmüştü. 

Açlık grevine katılan Bangladeşli Asif Qazi, bu suçlamaları “tamamen saçmalık” sözleriyle reddetti. Qazi, “ICE her zaman kendi organizasyonlarını savunmak için çok yanlış bilgiler verir. Bence cesareti kırmak için bir sürü uydurma bilgi veriyorlar. Bunu kendi başımıza yapıyoruz ve kimse bizi bunu yapmaya zorlamıyor” diye konuştu.

Grev lideri Jamaikalı Donovan Grant da benzer açıklama yaptı. California Oakland’dan bir göçmenlik hukuk bürosu olan Centro Legal de la Raza ile yaptığı röportajda Grant şunları söyledi:

“ICE her şeyi normal ve sosyal mesafenin devam ettiği gibi göstermeye çalışıyor. Bu açlık grevine gitmemizin gerekçelerinden biri. Bir sürü şeye ihtiyacımız vardı. Dezenfektanımız yoktu, çamaşır suyu yoktu, kağıt havlu yoktu, sabun yoktu. Yatakhane başına 100 kişi vardı ve bu açlık grevinde olmamızın gerekçelerinden biri bu. Çünkü çok sayıda insan hasta ve biz güvende olmak istiyoruz.”

ICE’ın kendi raporuna göre 3.000 göçmenin Covid-19 testi pozitif. Habere göre bu sayı gerçekte çok yüksek ve verilen sayının en az üç katı olduğu yönünde. 

Elias Khoury kamplardaki göçmenlerin durumuyla ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Göçmen toplulukları, Trump yönetiminin başından beri niyeti olan ciddi bir saldırı altında. Göçmenlerin çektiği acı, yöneticilerin mücadele etmeye hiç ilgi göstermediği bir salgınla büyük ölçüde arttı. Bu ölümcül kombinasyon, nüfusun zaten marjinalleşmiş bir kesimine tamir edilemez bir şekilde zarar verme tehdidinde bulunuyor.

“Göçmen açlık grevleriyle eşzamanlı olarak, ülke çapında ırksal adalet talep eden ayaklanmalar yaşanıyor.  #BlackLivesMatter’ın çağrısına dayanan ülke çapında protestolarda, protestocular siyah-karşıtı polis vahşetine bir son verilmesi çağrısında bulunuyorlar. Temel eşitlik ve adalet kavramlarının ötesinde hiçbir şey tarafından motive edilmeyen niyetleri olabildiğince saftır. Ve kitlesel popüler destek sayesinde, BLM hareketi hızla yer kazanıyor. Ancak ırksal adalet mücadelesi, siyah kardeşlerimizle sistemik polis şiddetine karşı ayakta duramaz. Gerçekten de, ırksal adalet kolektif vizyonumuz, göçmenler için ICE’ı ve tüm zulmünü ortadan kaldırmayı gerektiren adaleti de içermelidir. Martin Luther King Jr.’ın sözleriyle, ‘Herhangi bir yerdeki adaletsizlik her yerdeki adalet için bir tehdittir. Birini doğrudan etkileyen herhangi bir şey, herkesi dolaylı olarak etkiler.’ Dr. King’in ebedi mesajına dikkat edelim.”

Elias Khoury haberinde Mesa Verde İşlem Merkezi’ndeki göçmenlerin, açlık grevindeyken George Floyd ve polis şiddetiyle öldürülen diğer siyahiler için yaptığı açıklamaya da yer verdi ve “Kendileri esaret altında olsalar da, yine de ezilenler için savaşma gücünü ve cesaretini topluyorlar” ifadelerini kullandı.

Mesa Verde’deki göçmenlerin açıklaması şöyle: 

“Mesa Verde ICE Gözaltı Tesisinde A, B ve C yatakhanelerinde gözaltında tutulan insanlar olarak, yoldaşlarımız George Floyd, Breonna Taylor, Oscar Grant ve Tony McDade’nin anısına protesto ediyoruz. Hemen hemen hepimiz, ICE’ın eline geçmeden önce ülkemizin yozlaşmış ve ırkçı ceza adaleti sistemini yaşadık.” (Kaynak: ETHA)


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir