Bugün iki katliamın; 19 Aralık 1978’de başlayıp 26 Aralık’a kadar süren Maraş Katliamı’nın ve 19 Aralık 2000 tarihinde Türkiye cezaevlerinde “Hayata Dönüş” adı altında gerçekleştirilen katliamın yıldönümü. Biri devletin gözetiminde, devletin beslediği faşistler tarafından diğeri doğrudan resmi devlet görevlileri tarafından gerçekleştirilen her iki katliam da toplumsal bellekte yerini koruyor.
Devletin Seyrettiği Maraş Katliamı’nın 36. Yıldönümü
19 Aralık 1978 gecesi bir ülkücü faşistin, Çiçek sinemasına yerleştirdiği tahrip gücü düşük bir bomba; katliama giden olaylar zincirinin ilk adımını oluşturdu. Patlamada yedi kişi yaralandı. Patlamadan sonra faşistlerin “Kanımız Aksa da Zafer İslam’ın” ve “Müslüman Türkiye” sloganlarıyla coşturduğu kitle CHP İl Binası’na, TÖB-DER’e ve PTT’ye saldırdı. 20 Aralık’ta Yenimahalle’de Alevilerin gittiği Akın Kıraathanesi’ne bomba atıldı. 21 Aralık’ta iki solcu öğretmen öldürüldü. 22 Aralık günü, bu iki öğretmenin cenazesini taşıyan kalabalığa, faşistlerin “komünistlerin, Alevilerin cenaze namazı kılınmaz” diyerek tahrik ettikleri kalabalık saldırdı. 22 Aralık gecesi faşistler Sünni mahallelerinde “ertesi gün solcu Alevilerin silahlı saldırı yapacağını” anlatarak, bu kitlesel biçimde silahlanılmasını sağladılar. 23 Aralık’ta Kahramanmaraş’taki olaylar solculara ve Alevilere dönük bir katliama dönüştü. Saldırılar sonucunda resmi verilere göre 111 kişi öldürüldü, 176 kişi yaralandı, Alevilere ait 200’ün üzerinde ev yakıldı. 100’e yakın işyeri tahrip edildi.
19 Aralık Cezaevi Katliamının 16. Yılında Devlet Katillerini Korumaya Devam Ediyor
Türkiye cezaevlerinde “Hayata Dönüş” adı altında gerçekleştirilen ve 30’u siyasi tutuklu, 2’si asker olmak üzere toplamda 32 kişinin yaşamını yitirdiği katliamın üzerinden tam 16 yıl geçti. Bugüne kadar operasyonu gerçekleştirilen kimse ceza almadı veya tutuklanmadı. Bayrampaşa ve Ümraniye cezaevleri katliamlarıyla ilgili davalar ise zamanaşımına uğrama yolunda ilerliyor. Hapishanelerde koğuş sistemi yerine getirilmek istenen “F Tipi” uygulamasına karşı çıkan siyasi mahpusların 20 Ekim 2000 tarihinde süresiz açlık grevi eylemine başlamıştı. Açlık grevi, 45’inci günde ölüm orucuna dönüştürüldü. Bu eyleme karşı, 19 Aralık 2000 tarihinde 20 cezaevinde “Hayata dönüş” adı altında operasyonlar gerçekleştirildi. İkisi asker 32 kişi hayatını kaybetti, 237 kişi de yaralandı. Kimi mahpuslarda kalıcı hasarlar oluştu.
Operasyon yapılan tutuklu ve hükümlülerle ilgili “Devlet malına zarar vermek” ve “isyan çıkarmak” suçlamalarıyla davalar açıldı, çeşitli cezalar verildi. Ancak bugüne kadar katliamı gerçekleştiren veya emri veren hiçbir devlet görevlisine ceza verilmedi, çoğu cezavlerinde katliamı gerçekleştiren askerlerle ilgili dava dahi açılmadı. Bayrampaşa Cezaevi’ndeki katliamla ilgili sadece er rütbeli askerler hakkında dava açıldı. Ümraniye Cezaevi’nde katliamı gerçekleştiren askerlerle ilgili davada ise yargılama sürecinde hayatını kaybeden 32 sanık hakkındaki davanın düşürülmesine, 367 sanığın da “faili gayri muayyen şekilde adam öldürmek” suçundan beraatlerine karar verildi. “Cezaevi idaresine silahlı ayaklanma”, “6136 sayılı yasaya muhalefet”, “patlayıcı madde bulundurmak” ve “kasten yaralama” suçlarından açılan davalarla ilgili olarak açılan kamu davasının ise zamanaşımı süresinin dolması gerekçesiyle düşürülmesine karar verildi.
Bir yanıt yazın